top of page

Baba & Oğul Pamirlerde

  • Yazarın fotoğrafı: Burak Can Öztaş
    Burak Can Öztaş
  • 20 Haz 2021
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Eki 2021


Babam Adnan Öztaş’ la birlikte bir süredir planladığımız ve gerçekleştirmek istediğimiz bir hayalin peşine Tacikistan’ da yer alan Pamirler’ e 7000m üzeri 2 zirve hedefiyle hazırlıklarımızı tamamlayıp 2018 Temmuz ayı başında yola çıktık. Önce araçla İstanbul oradan Direk uçuşla Duşanbe’ ye indik. Tdf ekibiyle aynı takvim çerçevesinde orada denk geldik. Ekibin içerisinde aynı kulüpten arkadaşlarımız da vardı. Dostlarımızın da orada olması bize moral olmuştu. Duşanbe’ de bir gece otel konaklama yaptık. Bu sürede tur firmasıyla evrak işeri ağırlık hesaplamaları, program detayları vs prosedür işleri yapıldı. Başka ülkelerden gelen birçok dağcı buradaydı. Ara transfer için minibüsler geldi, yaklaşık 6-7 saatlik bir yolculukla dağların arasında Pamirlerin karlarının eriyip oluşturduğu bir nehrin havzasında küçük ve sevimli bir kasaba olan Jirgital kasabasına vardık.

Burada tur firmasının ayarladığı bir yerde yemeğimizi yiyip konakladık. Ertesi sabah çantalarımızla küçük bir helikopter pistine gittik. Yukarıda ana kampta hizmet veren firmada (Pamir Peak) sezonu yeni açıyordu ve onlarında mutfak ekipmanları, erzakları buradaki depodan ana kampa gidecekti. Kolileri taşımak için bizden de yardım istediler. Kolektif bir ekip oluşturup elden ele zaman zaman ağır kolileri taşımaya yardım ettik. Orada helikoptere konacak çantaların son ağırlık tartımları yapıldı ve ekipler halinde helikoptere bindik.

35-40 dk içinde 1800m' den, 4200m ye ana kampa geldik. Çadır yerlerimizi ayarlayıp kampımız kurduk ancak vücut yüksekliği algılamaya başladıkça uyarıları da vermeye başlamıştı. Öncesinde bir uyum tırmanışı yapmadıysanız eğer çok kısa bir sürede bu kadar irtifayı almanız insani baya bir sersemleştiriyor. Halsizlik, mide bulantısı, uyku gibi akut rahatsızlıklar çok normal oluyor. Bol sıvı almak, hareket etmek süreci hızlandıran etkenler oluyor. Babamla olması gerekenleri yapmaya başladık. Kamp alanından 400m yükselip hem etrafı keşfedip hareket ettik.

İlk 1-2 günün ardından bel ağrısı ile karşı karşıyaydım. Çok önemsemedim ve hedefe odaklıydım. Yürüyüşler ve aklimatizasyon (yüksekliğe uyum) tırmanışlarının ardından yükümüzü ilk hedef olan Korjinevskaya 5100 kampına taşıdık ve ana kampa dönüp 2 gün dinlendik. Belim idare eder düzeydeydi. Çok kafama takmıyordum. Sonra yine 5100'de 2 gün 5300 ara kampında 1 gün kaldık ve sonraki hedef 5600 kampıydı. Babamla aklimatizasyon, beslenme ve motivasyonumuz en üst düzeydeydi. Ancak bel ağrılarının hareketlerimi kısıtlayacak derecede artmasını artık kafama takmaya başlamıştım ve enerjimi fazlasıyla alıyordu. Babamla durumun kritiğini yapıp bir karar vermeye çalışıyorduk. Ama bu hayalinde burada bitmesini istemiyorduk. Ana kampa geri dönme düşüncesi daha ağır basıyor ve bir karar vermem gerekiyordu. 5300m de Ali Gürel’ in verdiği ağrı kesici ile kuvvetli ağrılarla 5600'e çıktık. Burası kalabalıktı. İranlı dostumuz Abolfazl ve Türk ekibinden arkadaşlarımızın da destekleri ile kamp yerimiz hazırlayıp çadırımızı kurduk.

İlacın biraz etkisini göstermesi ve vücudumun sıcaklığı ile ağrım azalmıştı ve moralim iyiydi. Yarın ki 6400 çıkışı için motivasyonum çok yüksekti ve bu iş olacaktı derken sabah uyandığımda vücudum aynı şeyleri söylemiyordu. Aldığım ilaç sürdüğüm krem az da olsa etkisini gösterse de devam etmek benim için çok da akıllıca olmayacaktı. Baba & Oğul orada ayrılacaktı benim aklım babamda babamın akli bendeydi ancak o devam etmeliydi en azından birisi zirve yapmalıydı. Babamla uzun uzun sarılıp oldukça duygusal anlar yaşadık ve ayrıldık. TDF ekibinden Murat Genç’ le birlikte onun desteği ile aşağıya ana kampa ağrılar eşliğinde zorlanarak indim. Ama aklım ve ruhum yukarıda kalmıştı.


Ertesi gün uyandığımda bir gün öncenin yorgunluğuyla yürümekte, oturmakta, hareket etmekte çok zorlanıyordum. Kamp doktoruna gittim ve 5 günlük iğne tedavisine başladı. Sonraki günlerde ağrılarım azalsa da kendini hep hissettirdi. Bu arada kampa döndükten sonraki 2 gün hava oldukça kötüleşti sürekli kar yağıyordu ve Ana kampta çadırların bir kısmı kardan dolayı çökmüştü. Yukarısı kim bilir ne haldeydi? Babamın ayakkabıları kötüydü ve aklim hep yukarıdaydı. Her zaman gelecek olanı beklemek daha zordur hele ki bir de dağ ortamındaysan!

Neyse ki 3 gün sonra öğleden sonra yukarıdaki ekipler yavaş yavaş ana kampa dönmeye başladılar. Gelenlere babamı soruyor merak ediyordum. Akşam üzeri gözüm serakların üzerindeyken babam beliriverdi. Zorlanıyordu ve oldukça yorulmuştu. Hemen yanına gittim sarıldık ve yine çok duygusallaştık. Sağ salim geldiği için çok mutluydum. Babam oldukça yorgundu. Çok zor hava şartlarında ve koşullarda 6100m’ den ana kampa ağır bir çanta ve iyi olmayan bir ayakkabıyla dönmek onu oldukça yıpratmıştı. Ayak parmaklarında hafif don ısırığı ile doktorun uzun yürümemen gerekiyor demesi ve benim bel problemimden dolayı bizim planlar alt üst olmuştu. Haliyle biraz moralimiz bozuldu.



Sonraki hedef İsmail Somoni (Kommünizma) zirvesiydi, ancak bizim için artık hayaldi. Bu etap iptal olunca Helikopterle dönüş süremize daha 15 gün vardı. Kamp yetkilileri ile görüşmelerle dönüşü 5-6 gün öne çekebilmiştik. Daha 9-10 gün buradaydık. Neyse ki iyiydik ve bir aradaydık. Pamirlerin göbeğinde bir yanımızda Korjinevskaya, karşımızda Kommunizma böylesi devasa kütlelerin eteğinde 4200 m yükseklikteydik. Her insanın kolaylıkla gelip tecrübe edebileceği bir ortam değildi ve biz buradaydık.


Daha ne isteyebilirdik. Burada babamla birlikteydim. Etrafta düşen çığları izlemek, rüzgârı, güneşi, soğuğu hissetmek, yıldızları izlemek, her akşam dağ keçilerini görmek, farklı milletten insanlarla iletişim kurup, paylaşımlarda bulunmak, satranç oynamak, yemek yapmak, kitap okumak, yazı yazmak, müzik dinlemek, özlemek, sabretmek, düşünmek, düşlemek bundan daha iyi bir rehabilite, arınma ortamı olabilir miydi? Evet belki hedefe ulaşamadık ama birçok şeye ulaştık. Burada gördüğümüz yaşadıklarımız ve cebimize koyduğumuz iyi, kötü, güzel an-larla tecrübelerle dönüyoruz. Belki biraz buruk ve hüzünlü ama olabildiğince mutlu. Bu arada İzmir’e döndükten kısa bir süre sonra doktora gittiğimde bel fıtığı olduğumu ve sebebin helikoptere binmeden önce ki koli taşımalarında sakatlanma ihtimalimin çok yüksek olduğunu söyledi. Bu da bir tecrübe olmuştu!




Comments


bottom of page